Yazılar

Arkadaş ve Psikolog Farkı

En yakın arkadaşınız, psikoloğunuz değildir.

Bir çoğumuz, kendimizi kötü hissettiğimizde bir yakınımıza ulaşmak, ona açılmak isteriz.  Bu kişi bizi dinlesin, akıl versin diye ümit ederiz. Ancak bu diyalog psikoterapinin yerine geçmez.

Arkadaş ile psikolog arasındaki en büyük fark ne diye düşünecek olursak, aklımıza ilk gelen “psikoloğa gittiğimde para ödüyorum” ifadesi olabilir, ama aslında temel fark bu değil. Bu yazımda, psikoloğa gitmek ile en yakın arkadaşımızla dertleşmenin arasındaki iki farka değineceğim.

Öncelikle, psikoterapide, kişi iyi hissetmeye başlamadan önce çoğu zaman kendini daha kötü hissedebilir. Konuşmaktan kaçındığı, bir türlü yüzleşemediği konular, çatışmalar, su yüzüne çıkabilir (Bunlar, en yakın arkadaşımıza bile anlatmaktan çekindiğimiz konular olabilir.). Bazen kişi randevularına gitmek istemeyebilir, ayakları geri gider ama giderse de uzun vadede kendisi için iyi olacağını bilir. Psikoterapi sürecine devam ettiğimizde uzun vadede kendimizi daha iyi hissederiz. Düzenli olarak randevulara devam etmek ve psikologla işbirliği içerisinde belirlenen hedeflere doğru çalışmak, psikoterapinin başarısı için önemli bir kriterdir. Bu yüzden psikoterapi, en yakın arkadaşımızla konuşmaktan, dertleşmekten farklıdır.

Devamını oku


Akran Zorbalığı

Akran zorbalığı nedir? Hangi davranışlar bu durumun içine girer ?

Zorbalık okullarda oldukça yaygın bir şiddet türüdür. Yaşça küçük olan ya da fiziksel olarak daha güçsüz olan öğrenci(ler)in, yaşça büyük ya da güçlü olan öğrenciler tarafından  fiziksel, duygusal, sosyal ve sözel saldırılarına maruz kalmasıdır. Zorbalık bir çocuğun ya da ergenin okulu bırakması, hatta intihar etmesine neden bile olabilir.

Zorbalığa maruz kalan çocukları nasıl anlarız ?
  1. Çocuğunuzun vücudunda nedenini tam olarak açıklayamadığı morluk ve çizikler varsa,
  2. Yırtılmış ya da hırpalanmış elbiselerle eve geliyorsa,
  3. Kişisel eşyaları kayboluyorsa ya da hırpalanıyorsa,
  4. Çocuğun tarif edemediği baş, mide gibi ağrıları, yeme ve uyku bozukluğu varsa,
  5. Nedensiz yere ağlıyorsa veya canı sıkkınsa,
  6. Okula gitmek istemiyorsa,
  7. Olağandışı öfke patlamaları yaşıyorsa,
  8. Arkadaşlarıyla oyun oynamak istemiyorsa,
  9. Okul gidiş-geliş yolunu değiştirmek istiyorsa,
  10. Okuldaki başarısında bir düşüş varsa,
  11. Neden göstermeden ek para istiyorsa zorbalığa maruz kalıyor olabilir.

Devamını oku


Aile Ruh Sağlığı

angels_wp

‘‘Bu kadar uzun süre birlikte  mutlu olmayı nasıl başardınız?’’ diye yaşlı çifte sormuşlar. Her ikisi de ‘‘Tamir ederek’’ diye cevaplamış. Sonra da  ‘‘Biz de her evli çift gibi kavga ettik, hem de çok ettik ve bir çok konuda ettik. Kırdık, kırıldık. Döktük döküldük. Ama her seferinde birbirimizin gönlünü almak için uğraştık. İlişkiyi yoluna koymak için çabaladık…’’ demişler.

Sağlıklı bir aile olmak, aile bireylerin ilişkilerine verdiklerinin ve ilişkilerinden aldıklarının dengesine ve doyumuna bağlıdır. Duygusal ilişkiler hayata bağlayıcı ve besleyici özellik taşımalıdır. Yani aile bireyleri güven içinde iyi hissedip gelişebilmelidir. Bunun için aile bireyleri yeterince sevgi, anlayış, güven ve destek vermeli ve almalıdır; aksi takdirde memnuniyetsizlik artarak ilişkiyi beklenmedik bir sona götürebilir.

Devamını oku


Yetişkin Ruh Sağlığı

post2_edited

Nepal’in dağ köylerinde çok yaşlı bir o kadar da bilge bir kadınla tanışmıştım. Ellerimi avuçlarının içine alıp şöyle demişti: ‘‘Yüreğinde bir çok kez öleceksin. Hayat seni defalarca doğuracak.  Yeniden doğmak için yüreğindeki yaralara  ihtiyacın olacak.  Yaşadıkların ne olursa olsun her birini kutsamalısın…’’ Bu sözler karanlıkta kaldığım  zamanlarda aydınlığa çıkaran bir rehber işlevi görür benim için.

Devamını oku


Kurbanlar, Cellâtlar ve Melekler

child_angel

Kurbanlar, Cellâtlar ve Melekler

Şiddete başvuran insanların kişiliğinin derin katmanlarında yıkıcı itkiler nedir diye araştırır dururum. Eskiden kötülük ve iyiliğin genlerde olduğu sanılırdı. Ama nörobiyolojik araştırmalar insanın insana uyguladığı şiddetin kötülüğün nedeni olduğunu göstermiştir. Örneğin, terkedilmiş, uzun süre ihmal ve istismar edilmiş çocukların stres hormonlarının daha fazlaolduğunu, duygularını yöneten beyin kısımlarının diğer çocuklarınkine göre daha küçük olduğu bulunmuştur. Başka bir deyişle bu bulgular, şiddet mağduru  çocukların insanlarla ilişki geliştiremedikleri, duygusal küntlüğün yanı sıra, insanlara karşı acıma ve merhamet duygularından yoksun olduklarını önermektedir.

Devamını oku