İş Dünyası ve İntihar

Sizce insanları intihar etmeye sürükleyen psikolojik sebepler nelerdir ?

İntihar girişimine neden olan bir çok etken vardır.  Bunların her biri kişinin kaldırabileceğinden ve başa çıkabileceğinden daha fazla strese neden olarak  kişinin yaşam işlevlerini bozar ve özkıyıma teşvik eder. En fazla intihara sürükleyen yaşam olaylarına bakarsak ilk sıraları sevilen birinin kaybı, boşanma, iş kaybı, işsizlik, iflas etme ve tedavisi güç bir hastalığa yakalanma  olarak sayabiliriz.

Ruhsal olarak depresyon ve madde bağımlılığı en fazla inithara nede olan sorunlar olarak karşımıza çıkar. Tabii bu iki değişken arasında güçlü bir ilişkide vardır. Mesela, depresyonda olan kişi madde ya da alkol kullanarak hem bu sorunla hem de bu soruna neden olan sorun kaynaklarıyla başa çıkmaya çalışır. Yani kişi sıkıntılarını  daha fazla sorun oluşturan metodlar kullanarak halletmeye çalışır. Ancak bir süre sonra ortaya çözümü daha da zorlaşan bir durum ortaya çıktığında kişi çıkış yolu olarak ölmeyi seçer.

Yaşanan ani değişimler insan psikolojisini nasıl etkilemektedir ?

Yaşanan ani değişimler, insan yaşamında normal yaşama uyumu çok zorlaştıran krizlere dönüşebilir. Hayatımızda bazen olumlu olarak gördüğümüz değişimler bile belli düzeyde strese sebebiyet verebilir. Örneğin, evlenmek, çocuk sahibi olmak, işimizde terfi etmek gibi… Her bir değişim yeni, alışılması gerekli bir sürecin başlangıcı olur ve uyum sağlanılması gerekilmektedir. Olumsuz ani değişimlerin yarattığı stres daha fazladır, kişinin normal yaşam işlevleri zedeleyebilir (çalışmak, evlilik ve sosyal hayatı yürütmek vb.) Böyle ani olumsuz  değişimlerde, mesela işini kaybetmek, iflas etmek, iş küçülmesi, zarar etmek ya da iyi yaşam şartlarını kaybetmek gibi değişimler kişinin ruh sağlığı bakımından ciddi sorunlar yaşamasına neden olur. Bu değişimlerle başa çıkılmasında kişisel kaynaklar önemli rol oynar. Aile ve sosyal desteğe sahip olmak, stresin neden olduğu etkileri ifade etmek, paylaşmak,  stresle bir takım spor egzersizleri ile  mücadele etmek stresle başa çıkılmasına  yardımcı olan kişisel kaynaklardır.

Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işçilere oranla işverenlerin intihar oranlarının daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bu noktadan bakarsak işverenleri intihara sürükleyen psikolojik baskılar üzerinde ne düşünüyorsunuz ?

Bir çok insana iş-veren konumunda olan kişi bakım yapan, koruyan, kollayan bir baba pozisyonunda olan kişidir. Bu pozisyonda ki kişi yaşadığı iş, para ya da işçi kaybı karşısında ciddi bir sarsılma yaşayarak hem kişisel olarak başarısız hisseder, hem de sosyal olarak işçiler ve çevresindekilere karşısında başarısızlık yaşadığını düşünür . Yani kendi içinde başarısız bir adam olmuştur ve ötekilere göre başarısız işler çıkarmıştır. Böyle hisseden işverenler, yaşadıkları hayal kırıklığı, utanç ve değersizlik duygularını  hayatlarına yansıtırlar. Yani işveren hem kendi içinde, hem de hayatında boş ve yoksul hissetmeye başlar. Bu nokta da intiharı tek çıkar yol olarak önce düşünmeye başlar ve sonra da planlar. İntiharı düşünme ve gerçekleştirme eylemi arasındaki zaman bazen çok kısa bazen de uzun olabilir.

Bireyin içinde bulunduğu örgüt ortamı düşünüldüğünde çalışma şartları bireyin psikolojik sağlığı üzerinde ne derece etkilidir ?

Birey, toplum ruh sağlığı meselesinde çevresel ve sosyal ve çalışma şartları çok önemli rol oynar. Çalışma şartlarının ağır olması, uzun olması, çalışma koşullarının ekonomik olarak yetersiz olması, çalışma güvencesinin olmaması, çalışma koşullarının insan fiziksel bütünlüğüne tehdit oluşturması, çalışanlar arasındaki ilişkilerin niteliği ve işçi-işveren arasındaki iletişim kopukluğu ruhsal sağlığı etkiler.

İntihar olaylarının sektörel dağılımına baktığımızda sayının en fazla tekstil sektöründe olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz ?

Bunun nedeninin ekonomik anlamda bu sektörün hem her ekonomik krizde, hem de son yıllarda çok fazla kaybı olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Ekonomik dalgalanmada ya da ekonomik krizlerde en fazla zarar gören, kayıpların ve yıkımların  olduğu bir sektördür tekstil sektörü. Dışımızdaki kayıp ve yıkımlar içimizde de bizleri ruhsal olarak felç edip, hayati yıkımlara da sebebiyet verebilir. Tekstil sektöründe olan da budur.

Ayten Zara

Bu yazı 0cak 2010 tarihinde Türkishtime Dergisi’nde ‘‘İşveren İntiharları Nasıl Önlenir? adıyla yayınlanmıştır.